Kadınlar Ülkesi / Herland

Bir uygarlık düşünün erkeğin olmadığı sadece kadınlardan oluşan bir uygarlık. Nasıl bir uygarlık olurdu sizce. Kadınların birbirini kıskanıp, bir araya gelip örgütlenemedikleri bir Dünya olurdu. Çoğu kişi bu cevabı verir değil mi?


İlkel Kabileleri araştırmak için görevlendirilen Mühendis, Doktor ve Sosyolog olan bilim adamları,  sadece kadınlardan oluşan bir ülke bulurlar. Oldukça uygar bir toplumdur üstelik. O kadar kadının içinde sadece 3 erkek. Erkeğin olmadığı uygarlık gelişmiş midir,  ya cinsiyet kalıpları? Bence film olarak yayınlanmalı. PK kadar dikkat çekici bir film olur. Sadece dikkatimi çeken, böyle olsaydı nasıl olurdu, evet gerçekten de öyle dediğim ve sorguladığım noktalar oldukça çok oldu.

Kadının kıskanç olmasını, çekici ve baştan çıkartıcı olup, cinsellikte erkeğin hâkimiyeti altında olması, çocuğa bakıp, ev işleriyle ilgilenmesi… bunlar doğuştan gelen ya da kadının yapısında olan şeyler değil. Eril bir sistemin kadına kanıksattıkları şeyler.

Eril dünya da erkeğin yapısında hâkim olma, elde etme, sahip olma, güçlü olma düşüncesi var. Barışçıl değil. Dünyanın bugün bu halde olması açlık, yoksulluk, savaşlar, iktidar kavgaları… Eril Dünya’nın olmasıdır.

Eril iktidarı her yer de görebilirsiniz. En basitinden küfürlere bakın. Hep kadın organını, kadınlığı vb. ye yapılır. Erkek organını aşağılayıcı bir küfür göremezsiniz, kendini uygar sanan Batı toplumlarında bile. Erkek kadını, kadın cinsel organını aşağılar ama o organın kölesidir. 

Ben cinselliğe hiç bu açıdan bakmamıştım. İlginç geldi. Sosyolog Van’ın aşık olduğu zeki kadının yönelttiği sorular oldukça düşündürücü. Bu sorulardan birisi de şuydu.

-Cinsellik üremek için yapılır. Siz zevk almak amacıyla mı yapıyorsunuz? Anne, baba olmaya hazır olmadığınızda bile mi?

-Van Evet bu aşkın, sevginin göstergesidir.

-Peki, doğa da böyle bir şey var mı? Hiçbir hayvanın zevk amaçlı cinsel birliktelik yaşadığını gördünüz mü?

-Van, biz hayvan değiliz der.

Burada şunu sorgulatmak istemiş yazar bize. Ben cinselliğin hep dürtü, iç güdü olduğunu düşünürdüm; ama şimdi cinselliğin bile toplum tarafından şekillendirildiğini, oluşturulduğunu düşünüyorum artık. Ve yine bunda eril düşünce hâkim. Üç erkeğin Kadınlar Dünyasında özellikle Terry’in  cinsellikle sevdiği kadına HAKİM olmak istemesi ve bunu dile getirmesi. Kendi bekâretini sorgulamayıp kadında bekâret arayan erkekler bunun somut örneği değil mi?

Kitabı okuyun kesinlikle, sorguladığınız çok nokta olacak. Hayata, eğitime, çocuk yetiştirmeye dair. Kitabı bitirdiğimde böyle bir dünya olsa seve seve yurttaşı olurdum diye düşündüm. Hatta İlber Ortaylı bakışı atıp:

Erkeksin keşke ölsen, bile dedim. :)

Ama kitap bunu anlatmak istemiyor. Erkeklerin olmadığı bir Dünya değil amacı. İsmi de sizi yanıltmasın Kadınlar Ülkesi Feminist bir Dünya da değil. Hümanist bir Dünya. Bu kitapta amaç Eril sistemdeki çarpıklıkları, yanlışları gösterme.

Kadınlar Ülkesinde kadınların nasıl ürediklerini merak etmişsinizdir. Sadece bitkilere ve bazı hayvanlara has olan partenojen doğumlarla. Yani erkek spermine ihtiyaç duymadan hamile kalabilmesi, kadının kromozonu XX olduğu için sadece kız çocuk doğuyor. Kadınlar Ülkesi böyle oluşuyor.

Kadınlara nasıl eril düşünce kanıksatıldıysa Humanist düşünce de kanıksatılması gerekmektedir. Kadınlar ilerlemediği, eril ve dişil hâkim olma yarışı engellenip hümanist düşünce benimsenmediği sürece bu dünya Cehennem olacaktır. Gerçi Cehennemden de beter. Savaşlar, açlıktan binlerce çocuk ölüyor.

Saygı görülmeyen, cinsel anlamda bile köle olması istenilen, ezilen ve bütün bunlara rağmen beğenilmek için çaba sarf etmesi istenilen kadın. Çocuk istediği zaman neden bir erkeğin itip, kakmasına, köleliğini kabul etsin ki.

Yaşamı sınırlandırılan kadınlar, insanlığın ilerleyişini yavaşlatıyordu.

Ancak insanlığın yarısını oluşturan kadınlar gelişmesi engellenmiş insanlardır.

Erkekler kendi istedikleri kırılgan, bağımlı, pasif ve ürkek kadın türünü yaratmak için buna karşı çıkan kadınlarla evlenmeyerek iktidarı elinde tutmaktadırlar.



Sahipsiz Cümleler

Yorumlar

  1. baskın eril sistemin kıskacında boğuluyor kadınlar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Bazen diyorum ki kadınların hakim olduğu bir dünya olsaydı daha güzel olurdu. Maalesef erkekler tarafından yönetiliyoruz.

      Sil
  2. Öhöm öhöm :) Aslında üzerine çok tartışılabilecek, geniş bir konu bu. Bence ne tamamen kadının uygarlığı, ne de günümüzdeki gibi eril hakimiyet.. Kadın düşüncesinin erkekler tarafından değer gördüğü, kadınların ezilmediği, et parçası gözüyle bakılmadığı, ikinci insan rolüne zorlanmadığı bir dünya.. İnsanlık olarak bunu başarabilmeliydik!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama başaramadık maalesef eril bir dünyadayız.

      Sil
  3. Selam Kategori tarhana :)

    Sizin bloğunuz da uzun zamandır severek takip ettiklerim arasında. Ama uzaktan. Kitapla ilgili yazdığınız ilk paragrafta durup, çok pardon ikinci paragrafın tam olarak "Kadının kıskanç olmasını, çekici ve baştan çıkartıcı olup, cinsellikte erkeğin hâkimiyeti altında olması, çocuğa bakıp, ev işleriyle ilgilenmesi… bunlar doğuştan gelen ya da kadının yapısında olan şeyler değil. " cümlesinden itibaren kendime sordum. Gerçekten kadın mı bunları yaşamak isteyen, içselleştiren, yaradılışının bir parçası haline getiren. Sonra çok çok hızlı öyle olmadığını düşündüm. Çevremde sıfır beden olmak için yemeyen haftanın en az 5 gününü sporda geçiren çok kadın var ve bu kadınlar manipüle edilmiş toplumun bir parçası olarak sıkışıp kalmışlar. Mutsuzlar. Kim, onu mutsuz eden zincirin bir parçası olmak için bu kadar enerji ve zaman harcar.
    Uzun lafın kısası eril bir toplumda yaşadığımıza kesinlikle katılıyorum. Ve kadınların genetiğine kadar işletilmiş bu baskının durdurulmasını cani gönülden istiyorum.

    Pisiciklerinizi, hikayelerinizi, sosyoloji bilginizi ve okuduğunuz kitapları hep yazın diyerek noktamı koyuyorum.

    Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin bedeni üzerinde bir iktidar var. Özellikle bu kadınlarda daha yoğun. Bu aralar iş yoğunluğumdan dolayı bloga paylaşım yapma imkanım çok olmuyor; umarın uzun süre ihmal etmem blogu. Blogum gibi ilgi alanlarımda tarhana psikoloji, sosyoloji, edebiyat, çizim, şimdi aşçılığa merak sardım.... :D daha neler eklenecek bilmiyorum. Ama bu tarhana halimi seviyorum. Çünkü böyle mutlu hissediyorum kendimi. sizde sevgiyle kalın... :)

      Sil
    2. Mutluluğun peşinden gidişinizi yerinde buluyorum. Hepimiz mutluluğun peşinden gittiğimize inanıyoruz. Umarım yolunuzu kaybetmez hayattan her daim zevk alırsınız. Paylaşımlarınıza baktığımda o iradeyi sizde görmekteyim. Ve lütfen uzun aralar vermeyin.

      Sevgilerimle
      :)

      Sil
  4. Yaaaw sen nerdesin anarşim bir aydır yoksun yoğun musun nasılsın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de ne yoğunluk :( uyumaya ancak fırsat buluyorum.

      Sil

Yorum Gönder