KELEBEĞİN HAYAT SIRLARI

Her kitabın öğreteceği şey vardır, Kelebeğin Hayat Sırları kitabında olduğu gibi.  Kitabı ikinci okuyuşum, ilk okuyuşumu yolculuk sırasında yapmıştım, ama anladım ki insanların olmadığı sakin, sessiz yer gerekiyor bana kitap okumam için. Ya da okuduklarını unutuyor insan. Artık not düşüyorum kitapta dikkatimi çeken, yeni duyduğum şeyleri. Kitaba hem olumlu hem de olumsuz eleştirim olacak. Bu kitabın yazarından dolayı ve reklamının iyi yapılmasından dolayı çok sattığını düşünüyorum. Belki çoğunuz izlemiştir Kelebeğin Hayat Sırları videosunu izlemediyseniz, burada:



Bende videoyu izledikten sonra aldım kitabı. Blog yazılarının bir araya toplanmasından oluşan yazı, bir iki günde okunabilecek çerezlik kitap diyorum. Kitabı ikinci defa okuduğuma hiç pişman değilim, iyi ki okumuşum diyorum. Çünkü çok şey öğrendim. Kitabı okurken dikkatimi çeken cümlelerin altını çiziyorum, bu nedenle kitap paylaşmayı pek sevmem. (Okuması için başkasına vermeyi) Değiştirebilecekler listesinde öğrendiğim gibi, artık darılmaca gücenmece yok. Benden kitap isteyenlere, özellikle cümlelerin altını çizmişsem hayır diyeceğim, kitabımı veremem, satın al. Sanki günlüğüm okunuyormuş gibi his veriyor bana. Hiçte günlük tutmadım aslında. Önemli gördüğün yerler, kitapta çizik attığın yerler fikir veriyor az çok bence insanlar hakkında. Kitaptan öğrendiğim, altını çizdiğim noktalardan madde olarak bahsedeceğim bir seferlik: 

*Mevlana'nın Misafirhane'sini ilk defa okudum ve çok hoşuma gitti. 

*Öfke aynası. Fena fikir değil.Yanınızda taşıdığınız aynaya sinirlendiğinizde çıkartıp, suratınıza tutuyorsunuz. Öfke diğer duygular gibi gerekli olan duygulardan biri ama fazlası zarar noktasına vardığında bu yöntemi kullanmak güzel olur bence. 

*Guatemala endişe bebekleri hakkındaki bilgiyi okuyunca hemen araştırdım, karşıma şu sevimli tatlılıklar çıktı.



Endişe bebekleri sigara izmariti kadar minik, kağıt ve kumaştan yapılan bebekler. İnanışa göre bu bebeklere gece yatarken endişenizi anlatıyorsunuz. Onlarda sizin yerinize sabaha kadar endişeleniyorlar. Bildiğin terapi en ucuzundan. Anlat rahatla. İnsanlara anlatmaktansa bebeğe anlatmak daha mantıklı geldi nedense. :) İnternetten hakkında daha ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz. Mesela  bu bebeklerin haftada bir gün dinlendirilmesi gerekiyor. Okurken kendimi büyü yapmaya çalışan cadı gibi hissettim. :) 

*Her ne alanda ne yapmış olursan ol. Su yenileniyor ve sen yeni balıklara bir şey ifade etmiyorsun. (Bence bu aşırı derece de hırslı, kendini ve hayatını unutan insanlara söylenebilecek güzel bir söz.)

*Neyle meşgulüm? Kimi seviyorum? Neyi seviyorum? Zamanımı nasıl geçiriyorum? Bu soruları her gün sorun kendinize Cevaplar güzelleşiyor. Kimi sevdiğiniz bile sizin hayatınızın sınırını çizer diyerek katılıyorum bu cümleye. 

*Phone atack ( telefon yığını) oyunu moda olmuş. Bizim toplumca ihtiyacımız olan en önemli şeylerden biri. Arkadaşlarımızla, ailemizle yan yanayken birbirimizin suratına bakmıyoruz gözlerimiz hep telefonlarda. Bu oyunda örneğin herkes yemeğe oturur oturmaz telefonunu masanın ortasına üst üste bırakıyor. Kim yemeğin sonuna kadar dayanamayıp telefonuna bakarsa o kişi hesabı ödüyor. 

* Hemşire B. Ware'nin yazdığı kitap  "The Top Five Regrets of Dying" Hemşirenin ölümü kesin olan hastaların son saatlerinde yanında bulunması gibi zor bir görevi var. Ve ölmek üzere olan kişilerin pişmanlıklarını hep duymuş ve bunu kitap haline getirmiş. Daha Türkçe çevirisi yok, fakat ilk fırsatta almak istiyorum bu kitabı. İnsanların 5 pişmanlığı çok manidar: 
1. Keşke kendi hayatımı yaşama cesareti gösterebilseydim.
2. Keşke o kadar çok çalışmasaydım.
3. Keşke duygularımı açıklama cesareti gösterebilseydim.
4. Keşke arkadaşlarımla daha fazla görüşseydim.
5. Keşke daha mutlu olmama izin verseydim. 

* Peki, beyin fitnessı diye bir şey duydunuz mu? Varmış. Bunu yapmanın birçok yolu var. Merak ediyorsanız araştırabilirsiniz.

* Sadece güneşli günlerde yürürsen gideceğin yere varamazsın.

*İnsanın hayattaki en önemli kararı evliliği demişti. Belki de doğru tango iki kişiyle yapılıyor ve hayatta kiminle dans ettiğin çok önemli. 

*Son olarak Londra Tate Müzesinde asansördeki yazıyı şuraya bırakayım. Ve yazıyı bitireyim. 

"Merdivenleri çıkabilmenin tadını çıkartın ve asansörü, yaşlılara, ihtiyacı olanlara bırakın" Görüşmek üzere!


SAHİPSİZ CÜMLELER



Yorumlar