Germinal - Tohum

Emile Zola'nın Germinal kitabını okuyorum. Germinal, tohum anlamına geliyor. Oldukça geç kalmışım ben bu kitabı okumak için. Bu nedenden dolayı kendime kızdım. Hayatın gerçeklerini yüzünüze vuran bir roman. Aşklı meşkli, ayrılıkmış, acıymış gibi saçma sapan konular yok. Aşktan dem vurup, sürekli yakınan insanlara bu yüzden kızıyorum. Ahmet Batman'dı galiba, şöyle bir cümlesi vardı. Tam hatırlamasam da anlatılanı kendi cümlelerinle yazacağım.

Sadece derdin, mutsuzluğun, acın aşksa sevinmelisin, mutlu olmalısın. Çünkü hayatta hiç büyük bir acı tatmamışsın. Çünkü diğer insanların yaşadığı acıları, yokluğu yaşamamışın demektir. Sırtın pektir, karnın toktur, sağlıklısındır. Aşk acısı, mutsuzluğu yaşamak gibi bir lüksün vardır. Büyük acılar çekmemişsindir ki giden aşk, karşılıksız aşk için üzülüyorsundur. 

Roman, kömür madeninde çalışan işçilerin hayatını anlatıyor. Roman okurken hayal gücüm yüksek olduğu için o karakterlerle bütünleşen bir yapım var.Acıma değil, sempati değil benim kastettiğim empati kurmak. Sanki onların yerinde ben çalışıyormuşum gibi, sanki benim ayaklarım kanıyor...

Bunu biliyor muydunuz, bilmiyorum ama ben yeni öğrendim. Eskiden kömür madenlerinde teknoloji çok gelişmediği için kadınlar daha çok çalıştırılırmış. (Şimdi teknoloji gelişiyorda ne oluyor. Gelişen teknoloji kulanılmadıktan sonra.) Bunun nedeni de vücut yapısının küçük, ince olmasından dolayı dar yerlere kolay girip çıkabilmesinden dolayıymış. Bu romanda kömür madeninde çalışan kadınları hatta çocukları da görebilirsiniz. İnsan neye üzülüyor biliyor musunuz? Bir tarafta binlerce çeşit yemeği yiyen, kahvaltıyı yapan insanlar bir tarafta bir kuru ekmek için çalışan insanlar. Tıpkı günümüz Türkiye'sin de yaşananlarda olduğu gibi. Bir de beş farklı yapımda filmi çekilmiş. En kısa zamanda filmide izlemeyi düşünüyorum. Ve Zola bu kitabından dolayı hukuksal olarak zor durumda kalmış birisi. Çünkü Özelleştirmenin, iktidarın ekmeğine yağ sürmesini engellediği için. Bu konu hakkında daha geniş bilgiyi BURADAN okuyabilirsiniz.

Benim bir düşüncem vardır savunduğum. Bilmiyorum belki katılırsınız belki katılmazsınız. Sofranızda binlerce çeşit yemek varsa. Üç dört çeşit peynir vb. varsa Dünya da birinin hakkını yiyorsunuz demektir.

Neyse bu kitabı kesinlikle okuyun madencilerin yaşamına konuk olmak için. Görüşmek üzere. Kendinize iyi davranın pisicikler. Bir de gitmeden bir söz ekleyim:

Ne demiş Hz. Mevlana "Ne Arıyorsan Kendinde Ara" Kişinin değeri nedir? Aradığı şeydir!

Sahipsiz Cümleler

Yorumlar

  1. Yavrum !!Özlemişim yazılarını.Bu kitabı okuduğumda içim fena halde kaykılmıştı .Yaşım 14-15ti.O yaşta sadece insanlara acıyorsun bence empatiden uzaksın.Sağlıklı kafayla şu yaşta tekrar okumam gerektiğini hissettim Özlemim.Saol hatırlattığın için!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Küçük yaşta okumuşsun. Ama ben şu yaşımda bile empatiden sıyrılıp burjuva tayfayı boğasım geldi. Sık sık okudukça Türkiye yi aklıma getirdi. Roman, kitap huzursuz etmeli insanı, uyutmaktan öte. Bu beni huzursuz eden kitaptı. Seviyorum böyle kitapları. Tekrar okunmayı hak eden bir kitap bence.

      Sil
  2. Bende de mevcut. Okumam lazim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle oku kitap kurdum benim. :)

      Sil

Yorum Gönder