Benim beynim mi farklı çalışıyor; yoksa -Her -filmini izleyip çok saçma diyenlerin mi anlamadım. Nerenizle izliyorsunuz demek geldi
içimden. Eleştirisel bir bakış açısıyla izlenmesi gereken bir film, Yapay zekanın insanları ne hale getireceğini gösteriyor. Bu şahane konu, (kurgu demeyeceğim çünkü 15-20 yıl içerisinde bizi
böyle bir gelecek bekliyor) daha güzel şekilde işlenmesinin mümkünatı yok bana
göre.
Filmin konusu yapay zekâyla birlikte, insanlaşmaya
başlayan teknolojinin ve yalnızlaşan insanların hayatını filmin başkahramanı
Theodore üzerinden bizlere sunuyor. Theodore Mektup şirketinde çalışıyor,
insanlardan gelen istek üzerine mektup yazıyor. Mektup yazıyor deyince sakın
kalem ya da klavye ile yazıyor sanmayın. Ne kadar duygusunu ifade edemeyen,
yitirmiş insanlar var dedim, mektup şirketlerine mektup yazdırıyorlar. Ki mektubu
alan kişiler mektup şirketinde yazıldığını biliyor.
Reklam şirketinin yaptığı reklamda yapay zekâyla
yapılmış işletim sitemini görüyor ve almaya karar veriyor. İşler bu nokta da
değişmeye başlıyor. Tıpkı insan gibi tepkiler veren, duygusu olan ama bedeni
olmayan işletim sistemi Samantha’ya aşık olunca. Filmin her noktasında önemli kısımlar var,
sayfalarca yazı yazabilirim bu film hakkında.
(-Her- Filmi, 2013, +18)
Tabi Theodore belli bir süre mutlu oluyor. Çünkü
hayalinde kurduğu, ruh eşim dediği bir işletim sistemi Samantha, yemeğe
çıkıyorlar, pikniğe gidiyorlar, oyun oynuyorlar… Sonra bedensel eksiklik ortaya
çıkıyor. Ona dokunamama, bir işletim sistemi olması. Bir bedeninin olmaması,
Thedorun kafa karışıklığı yaşamasına neden oluyor. Ve bir gün iyice insanlaşan
Samantha, Theodore yalnız bırakıp gidiyor.
Ben geleceğe olumsuz bakan insanlardanım. Ki böyle
bir geleceğin olacağını sürekli dile getiren insanım. Teknoloji insanları
yalnızlaştırıyor. Beni en derinden etkileyen sahne Theodore, Samantha’ya ulaşamayınca
metro istasyonunda merdivende otururken, insanların birbirinin yanından
geçerken hepsinin elinde telefonları ve işletim sistemleriyle konuşup
birbirlerini görmemeleri ve Theodore ilk defa o an da fark ediyor olması
durumu. O kadar korkuyor ki Samantha’yı kaybettim diye yaşadığı boşluk, şuan
bizim telefon şarjımızın bittiğinde yaşadığımız boşluğu benziyor tıpkı.
Ve benim sürekli söylediğim bir konuyu da işliyor
film. Kişiye değil duygulara âşık oluyoruz, karşınızdaki kişi sizi azıcık tamamlaması
yeter. Biz insanlar bu duyguları yaşamayı seviyoruz. O yüzden binlerce kişiye âşık
olabiliriz, hayatımız boyunca istersek. Theodore'un itirafı bunun kanıtı.
"Hayatımda hiç kimseyi böyle sevmemiştim."
"Hayatımda hiç kimseyi böyle sevmemiştim."
Biz teknolojinin kıyısındayız. Hatta adım attık. Şimdi
telefonuma annemi ara dediğimde arıyor. Birkaç sene önce insanlara “Ben
telefonuma annemi ara diyeceğim arayacak dediğim de” gülerlerdi eminim. Bu konu
da araştırmalar yapabilirsiniz. Yapay Zeka ile uğraşan Bilim adamlarına göre 15
yıl içerisinde 2029’da Her filmi gerçek olacak
Demek istiyorum ki. Şuan siz benim için yarı işletim
sisteminiziz, ben de sizin için yarı işletim sistemiyim. Henüz somut
görüntümüz, bedenimiz var. İstesem sizin hayatınızdan kolayca çıkabilirim. Siz
de benim hayatımdan. Her şey bir Delete tuşuna
bakıyor. Twitterı sil, blogu sil, telefonun numarasını değiştir, bu kadar
kolay. Ve bizler yarı yalnız insanlarız. Dediğim gibi bu teknolojinin kıyısındayız.
Aslında şanslıyız da yalnızlaşmadan, yalnızlığın verdiği o duygu içerisinde
kıvranıp durmadan.
Güzel süslü süslü kağıtlar alın, defterler alın.
Süslü kalemler, kokulu kalemler alın ( müzelik olacak gibi bunlar. Bunu
yazarken aklıma geldi. Ciddi ciddi düşündüm. Güzel kalemlerden oluşan bir
koleksiyon mu yapsam diye. Özellikle kurşun kalemlerden oluşan) hiç üşenmeden,
bıkmadan yazın, sevginizi, duygularınızı aktarın. Somut olan, dokunabildiğiniz
kişileri sevin, sevişin. Toplum tarafından kabul edilen tek delilik olan aşkı
yaşayın.
Gezin, eğlenin, sevdiklerinizle sinemaya gidin, Uçurtma uçurun,
mutfaktan bulaşık deterjanı aşırıp baloncuklar yapın. Elinizden geldiğince yarı
işletim sistemlerinden uzak durun. (Sosyal medyalardan) Sonra benim gibi tatlı yarı
işletim sistemleri bağımlılık yapabilir sizde, uyarmadı demeyin. :D Görüşmek
üzere pisicikler.
Doğru numaraya ulaşmanız ümidiyle
Sahipsiz Cümleler
Yalnız yazıyı epey bir süre '' Hangi film?'' diye okudum :)
YanıtlaSilBen de sonradan fark ettim onu. O yüzden ilk görselin altına filmin ismini ekledim ama sanırım ilk paragrafa ek yapmam lazım.
Silbu filmi izlenecek filmlere eklemiştim ama izlemek nasip olmadı, birde "Lars and the real girl" var ama onuda izleyemedim ahahahah =(
YanıtlaSilLars and the real girl filmin konusu da ilginç. Ben bu konu da belgesel izledim gerçek hayatta iki kişinin hayatını anlatan. İzlemek üzre ekleyeyim listeme.
SilHer filminden bir müzik. Yarı işletim sitemi olarak armağan ediyorum sana :D
https://www.youtube.com/watch?v=Ts2SIQ5O-K4&feature=youtu.be
Sanal seks de benzer bir bağımlılık konusu değil mi...
YanıtlaSilO konu da filmin ilk sahnelerinde işleniyor. Bence de benzer bir bağımlılık. Ve tam işletim sistemine doğru hazırlık aşaması.
SilBunu da eklemek istedim yazıya ek olarak. http://www.cised.org.tr/basin/163/seks-bagimlilari-iclerindeki-derin-boslugu-asiri-seksle-doldurmaya-calisiyorlar
YanıtlaSil