MAHREMİYET EĞİTİMİ (Çocuk Tacizlerinin Önüne Geçmek İçin)


“Yabancı biri sana şeker, çikolata verirse sakın alma” “Yabancı biri seni annene götüreceğim derse, onunla gitme, bağır” “bu kısımlar özel bölgelerin, buraya dokunan olursa hayır de, bağır” gibi birçok cümleyle çocuklarımızı taciz tehlikelerine karşı korumaya, onları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Acaba bu yöntemler yeterli mi? Ya da eksik, gözden kaçırdığımız bir nokta mı var? Türk milleti olarak sıcak bir yapıya sahibiz ve sevgimizi coşkulu halde göstermeyi de seviyoruz. Tanımadığımız bir çocuğun yanağını sıkmak, çocuğun istememesine hatta ağlamasına rağmen sevimliliğine bakıp zorla öpmek gibi coşkulu halde sevgi gösterilerimiz var. Bunun neden yanlış olduğunun açıklamasını yapacağım ama peki anne babaların çocuklarını öpmek istediklerinde çocuklarından izin istemeleri gerektiğini söylesem. Anne, babaysam bende çocuğumu öpemeyeceksem nasıl bir pedagoji bu diyebilirsiniz. Elbette çocuğun anne ve babayla sevgi alışverişine ihtiyacı var, zaten çocuk sevgi, şefkat, sıcak bir sarılış görmek istediğinde sizin yanınıza kendi gelecektir. Sevgi sadece, öpmek ve sarılmak değildir, yanlış anladığımız noktalardan birisi de bu. Gün boyu çocukla ilgilenmeyip ama sadece öpmek sevgi göstermek değildir. Peki, neden çocuklardan onları öpmek istediğimizde izin almayız?



Çocuk tacizlerinin önüne geçilebilmesi için çocuğun üç aura alanının geliştirilmesi gerekmektedir. Bunlar fiziksel, zihinsel ve duygusal auradır. Fiziksel aura çocuklarda 3,5 yaş itibariyle gelişmeye başlar. Fiziksel auradan kasıt kişisinin çevresindekilerle iletişime geçeceği 45 cm bir uzaklıktır. Çocuğu pedagoglar çocuklarınızla sohbet ederken belli bir uzaklıktan çocukların göz hizasına inerek konuşmamızı isterler. Aslında burada amaçlanan çocuğun ya da karşımızdaki kişinin fiziksel aurasını ve kendi fiziksel auramızı korumaktır. Biz yetişkinler bile fiziksel auramız ihlal edildiğinde rahatsızlık duyarız. Örneğin, bankamatikten para çekerken ya da herhangi bir fatura kuyruğundan kulağımızın dibine kadar giren insandan rahatsız oluruz. Başkasının aurasını ihlal eden insanlar çocukken fiziksel auraları ihlal edilmiş insanlardır. Peki, çocuğa sürekli vurmak, zorla öpmek, izin istemeden odasındaki eşyalarını almak, yerlerini değiştirmek çocuğun fiziksel aurasına müdahale değil mi? Fiziksel aurası korunmamış çocuklar auraları yabancı biri tarafından ihlal edildiğinde anlayamamaktadırlar. Bu nedenle çocuğu öpmek istediğinizde, odasından herhangi bir şey yapmak istediğinizde ondan izin almanız gerekmektedir. Ve bu çocukların fiziksel auralarının gelişmesine neden olacaktır.

(Biz çocuklara matematik öğretir gibi bedenini korumayı öğretiyoruz, fiziksel aura, zihinsel ve duygusal aura kazanmış bir çocuk iç güdüsel olarak bu yabancının kendisine farklı davrandığını anlayacaktır.)

Zihinsel aura ise çocuğun düşüncelerin, konuşmalarının dinlemesi, çocuğa saygı duyulması ve çocuğun başkasının sözü bittiğinde konuşmayı öğrenmesidir. Çocuk konuşmaya başladığında aile tarafından çocuk can kulağıyla dinlenmelidir. Oysa “sen çocuksun sus, büyüklerin sohbetine karışılmaz” gibi çocuğa birçok olumsuz cümleler kurmaktayız.  Böyle bir aile ortamında yaşayan çocuğun zihinsel aurasının gelişmesi çok zordur. Bir kişinin yaşadıklarını anlatabilmesi, rahatsızlığını dile getirebilmesi için zihinsel aurasının gelişmiş olması lazım. Örneğin, otobüste fiziksel aurasını ihlal etmiş bir kişiye biraz öteye gidebilir misiniz, rahatsız oluyorum diyebilmek o kişinin zihinsel aurasının geliştiğini gösterir.

Duygusal aura, çocuğun duygularını yaşayabilmesidir. Çocuk duygularını ne kadar iyi yaşayabilirse o kadar duygularını anlayabilir ve yönetebilir. Oysa “Sen çocuk musun da ağılıyorsun, bunda üzülecek ne var, komik mi bu şimdi” gibi çocuklara birçok olumsuz cümle kurulmaktadır. Herhangi bir olumsuz bir olay başına geldiğinde o duyguyu anlayabilmesi önemlidir.  Üç aura kısmında Adem Güneş’in mahremiyet eğitimi kitabından yararlanarak metne döktüm, ama ekstradan birkaç şey daha eklemek istiyorum. Aileler bu konu da bilgi sahibi olmaya çalışıyor fakat bu mahremiyet eğitimi sadece ailelerle kısıtlı kalmamalı, bütün insanların mahremiyet konusunda bilgi sahibi olması kritik bir önem taşıyor. Belki aile evde çocuğunun fiziksel aurasını koruyor ama dışarıdaki herhangi bir insan çocuğun fiziksel aurasına müdahale edebiliyor. Örneğin, kolundan çekip çocuğu zorla öpmek ya da annesiyle otobüste ayakta duran çocuğu zorla kucağımıza oturtuyoruz. Bunların çoğu iyi niyetten yapılan şeyler belki ama lüften çocukların fiziksel auralarına müdahale etmemeyi öğrenelim. Seveceksek de uzaktan sevelim, zorla çocuğu sıkıştırıp öpmeye gerek yok. Çocukların sevimliliğine de dayanamıyorsanız, çocuk o diye düşünüyorsunuz ama bir empati kurun tanımadığınız bir insanın zorla sizi öptüğünü düşünün. Bu caydırıcı olacaktır sanırım. :) Görüştüğüm zaman görüşürüz!!


Sahipsiz Cümleler

Yorumlar

  1. Cok güzel bir yazi olmus canim benim. Ayrica görüstüm zaman görüsürüm. Sevgili dondurma delisi, sen ara ara ben kullanirdik bu lafi. Okumak ne güzel oldu :) Sevgiyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşşekkür ederim. Bu cümle hep geçmişi hatırlatıyor zaten bana.:))

      Sil

Yorum Gönder